Ana içeriğe atla

Kayıtlar

Nisan, 2020 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

ARAFTA

                                                Adını Hilmi koymayalım dedim, dinletemedim. Tutturdu rahmetli babamın adı diye. -E Hilmi Can olsun bari? -Cık. Kucağımda kırmızı bir oğlan. Adı Hilmi, soyadı Çan. -Hilmi Can Çan? -Cık.         Kayınvalideciğim odanın en sevdiğim yerinde -krem berjerimde- kütük gibi şiş ayaklarını iki yana ayırmış ikincinin nasibine yün patikler örüyordur şimdi. Ah Fatma Anne… başka doğurmayacağım deyince kanlını görmüş gibi olurdun. Bak işte görüyorsun halimi. Çıkmayacak benden o çocuk, çı-ka-ma-ya-cak. Büyütmesi kolaydı sanki değil mi anacım? Sen köylük yerde peşi sıra – birini emzirirken üstüne yatmak suretiyle öldürerekten- beş çocuk getirmişsin de; saldım çayıra mevlam kayıra diyerek… Ben şehrin göbeğinde biri şahsına ayrılmış, iki artı bir, doksan metrekare, cadde üstü bir apartman dai...